14 Nisan 2024 Pazar

Leyleğin geciken adımı *






 Angelopoulos sözümü yerine getirmeye karar verdim. Büyük sözler verdiğimi düşünüyorum, yalnız  bu yazıda Kürtler ve Angelopoulos üzerine deneyimlerimi paylaşacam. Bunlar hem birer deneyim hem de fikirlerimden başlıca yorumlar içeriyor. 

bir Kürt - kimyasal silahlar ve baskılar yüzünden - ülkemizi terk ettik - Yunan, Türk sınırına geldiğimizde - Meriç nehrine yakın bir yerde- beş gün beş gece aç kaldık - 

her şeyden önce , sınır psikolojisi ve yaşanmışlığı ile ilgili Kürtlerin deneyimleri, var oldukları tarihten bugüne devam etmiştir.  Kürtlerin tarih boyunca sınırlarla dertlerinin olduğunu biliriz , bu dört parça Kürdistan da yaşanan parçalanmışlık ve sınırlarla çevrili coğrafyamızda ulusal bilincimiz sınırların ötesinde , var olma mücadelesi ile ilişkili. Angelopoulos Kürtleri tanıyan ve mücadelelerini bilen biridir. yönetmenden izlediğimiz sınır temalı üçlemenin ilki olarak belirtilen " leyleğin geciken adımı" sınırların olmadığı bir dünya mümkün olgusu ile işlenir. Daha ilk sahneden sınırın diğer tarafında olup olmama ikilemi ile başlar film. Bir adım daha atarsam  ? 

Her şeyden önce , her ne kadar sınır ve bayrak temalı konuları izleyip, Kürtler üzerine benzetmelerde bulunsam da , bilinmesini istediğim şey de ; bayrağın bir bez parçasından ibaret olduğu  ve sınırların anlamsız olduğunu söylemekten alıkoyamıyorum kendimi. yalnız dünyada bir tek bayrağa sahip olması gereken bir halk varsa o da Kürtlerdir. 

yine  Angelopoulos göçebelik , hafıza ve kimlik gibi konuları bu  filmde inanılmaz derecede ustalıkla anlatır. Bir yandan göçebelik anlatılırken diğer yandan gazeteci Alexandre mültecilerle alakalı haber toplamak ister , devam eder hikayeler .... kayıp bir politikacı üzerine gider ... 

Leyleğin geciken adımı , mültecilerin, denizin ortasında çaresizce bekleyen görüntüleri ile başlar . başlangıç olarak etkileyici bir görüntüydü çünkü meseleye hızlıca girmişti. sinema da dert edindiği konuları açık bir şekilde herşeyi anlatacağının daha ilk belirtileriydi. 

1991 yapımıdır - leyleğin geciken adımı- Yunanistan'a gelen mültecilerin gerekli belgeleri temin edene kadar beklediği bir sınır kasabındaki olayları izleriz. çoğunlukla mülteciler Kürt, Arnavut, Romanyalı ve Türklerden oluşur. 









Leyleğin Geciken Adımı (1991), Ulis'in Bakışı (1995) ve Sonsuzluk ve Bir Gün (1998) bu üç film Angelopoulos un sınır üçlemesi diye anlatılan filmleridir. 

yine uzun uzadıya planların olduğu, ağır ağır ilerleyen hareketlerle geçen nefis görüntülerin sizi alıkoyacağı bir film. 









Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

sonsuzluk üzerine

lütfen bu müzik ile dans ediniz   https://www.youtube.com/watch?v=LIszIPWBjFU                                         Bütün duyguları anlatm...