Herşey den önce 

Yaşamımız bazen sadece bir çiçek sulamak ile geçseydi yada tuvalet temizlemekle geçseydi. Dahası, geceleri uyurken elimizde bir kitap okurken uyuyakalsaydık her gün. Yaşamımız, çoğu zaman yaptığımız işler ile ilgili olduğu için kendimizi ona adayıp geçiriyoruz. Çiçek sulamak o zamanlar anlamsız hale  geldi. Belki de sadece tuvalet temizleseydik bu yaşamda, daha mutlu olabilirdik ! Birşeyi özlemek bir dostu özlemek , kavgayı özlemek...  o an yaşamın en değerli zamanları olurdu. Şimdilerde ise özlemek bizim için başka şeylere dönüştü. Seçtiğimiz yaşamlar da tuvalet temizlemek yada çiçek sulamak gibi pdeğerli olmadı. Tabi benim düşüncelerim, katılmalayabilirsiniz. 
Önceden izlediğim birkaç film ile ilgili şöyle düşünmüştüm, bu filmi izlemeyelerle ilişkimi keseyim hatta bir daha görüşmek istemediğimi söylesem nasıl olur du ... Komik olurdu . Yalnız öyle kaptırıyorum heralde aşırı etkileniyorum diye böyle düşünüyorum. Evet bunu yapabilirim. Artık soracam, bu filmi izledin mi ? Diye sorular sorabileceğime karar verdim. Perfect days- mükemmel günler filmini izlemeyenler beni arayıp- sormayın. 
Sinema öyle bir şey ki başlı başına yaşamımı güzelleştiriyor diyebilirim. En sevdiklerime bile değiştirebilirim. O kadar anlamlı olduğunu anladınız. Filmlerdeki karakterler beni etkiliyor, her izlediğim karaktere kapılıp gidiyorum. Bu satırları yazarken ben bir Hirayama karakterini yaşıyorum. 
Az konuşan, herşeyle ilgili fikri olmayan biridir Hirayama.
Hirayama nın kitaplığı diye birşey var filmde. Hirayama nın okuduğu kitapları not aldım. Hirayama nın dinlediği müzikleri de not aldım.
Her sabah çöpleri temizleyen birinin süpürge sesleri ile uyandığınızı düşünün. Arabasına biner, müzik kasetini teyibe takar ve günlük rutinine başlar Hirayama. Çok iyi oyunculuk... 
Filmi daha fazla anlatmadan size bir müzik armağan ediyorum.
https://youtu.be/oHRNrgDIJfo?si=j7wPFaNeYU-S-aDJ
Bir dahaki sefer, bir dahaki seferdir. Şimdi, şimdidir... 
 
 
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder