*  Eğilmek , alçalmak demek değildir. 
Agnes Varda'nın kamerası elindedir. Bütün görüntüleri o çeker. Jules Breton ise yardımcı oyuncudur ...
Agnes Varda , kendi saçlarıyla konuşurken onların tek dostu olduğunu anlatır. Ellerini gördüğümüz zaman yaşlandığını anlarız. Ellerinin olağanüstü oluşuyla ilgili kendisiyle konuşmalar yapar Agnes. Rembrandt'ı anlatışı ile Agnes'in elleri bir sanat eserinden farklı değildi .
Bir hafta boyunca sabah-akşam "Agnes varda" izledim. bunun bende yarattığı etki , inanılmaz merak duygusuydu. Bir belgesel düşünün , ünlü ressamların tablolarını okuma ve izleme fırsatına sahip oluyorsunuz. ilk toplayıcılardan başlayıp , Van der Weyden'in "mahşer günü" tablosuna kadar müzelerde geçen sahnelerde  agnes'in sesiyle büyüleniyorsunuz. Bu sadece bir belgesel değil elbette. Agnes her filmde olduğu gibi kadınlar üzerindeki olayları resmediyor. Onun feminizm ile ilgili yarattığı örgülere karşı hayranlık duydum. Her zaman feminist hareketin-duruşun yanında olmayı bir daha hatırlatıyor bizlere. Patates toplayıcılığı ile başlayan görüntüler, daha sonra elbette ki üzüm lere doğru ilerleyecekti. Üzümler sonra şaraba ...  incir mi desek , lahana mı desek ... Belgeselin apayrı bir yanını anlatmak isterim, her bir toplayıcı-karakter, analiz edilmeli bana kalırsa. birkaçı dan bahsetmek istiyorum; Birinin hem ressam hem de toplayıcı olduğunu düşünün, çünkü Agnes adeta kendini bulmuş gibi ressamla konuşuyordu. Bu ressam ile felsefik diyaloğu da takdir edilir di. karşılaşmanın sokakta başladığını söyler ressam. Daha sonra nesneler ressamı (toplayıcıyı) çağırır. Agnes e göre sadece karşılaşma sokak ta olmuyor, yol da olabiliyor ...  Nesneler dünyasında toplayıcı olmak demek, belki de onlardan bir duvar yapmayı, bir tablo yapmayı veya sadece onları saklamayı gerektirir. Agnes in kamerası toplayıcı olmanın verdiği sanatsal ruhu  da uzun uzadıya anlatır. Gel-git çizelgesiyle denizdeyiz. Deniz bizlere yani toplayıcılara    (bende bir toplayıcıyım) istiridye, deniz tarağı verir. Toplayıcılar bir sınır a tabiler. Bunlar süre olabilir, yani belirli takvim zamanlarında toplayıcılar işe koyulabilir. Birçok sınır olduğunu söylemek doğru olacak çünkü bu sürelerin aşılmaması veya ekinlerin yanına yaklaşmama gibi  belirlenen katı kurallar vardır. 
        Toplayıcı da , insanların ruhsal durumları... yani anlatmak istediğim , güler yüzlü (bizler gibi değiller) insanların toplayıcı olduğuydu. Biri vardı mesela 15 yıl boyunca çöp ten besleniyor. Ama adam inançlıydı. Dünyadaki tüketim çılgınlığına karşı olarak bunu yaptığını söyledi. Yaşam biçimi acayip iyiydi. Benim için ise çok hayaldi. Pazardan maydanoz toplayıp, yediği zaman  Vejetaryen olduğunu anladım. Agnes onu çok sevmişti, belli oluyordu.  Belgesel sinemanın formunu değiştirdiği Toplayıcı'yı  kesinlikle izlemenizi tavsiye ederim. Ulaştığı insanlara da saygıyla...
Agnes varda, mutluluk diye bir film yapmış. İnanılmaz. Mükemmel. Gözlerim dolu dolu izledim. Bitince, istemsizce ayağa kalkasım geldi. Bir alkış alkış... 00:54:30 François in bu koşuşunu tarif etmek, filmi anlatmak ile eşdeğer. Çoğu zaman yakınlarımıza sorarız mutluluğu. Mutlu musun? Mutluluk nedir ? Gelmiş geçmiş en iyi mutluluk sorularının sahibi Ömer dir.  Ömer'e göre mutluluk nedir ? Cevap; daha çok mutluluk...
 Sen , ben ve çocuklar elma bahçesi gibiyiz.
Bir dönüm arazi. Sonra arazinin dışında büyüyen bir elma ağacı fark ediyorum.
Bizimle aynı anda çiçek açıyor.
Daha çok çiçek , daha çok elma.
https://youtu.be/IRGTIIwjWl0 
Agnes Varda gibi sinemacıları bulmak, onlarla karşılaşmak, tanımak bana çok şey kazandırıyor. Spinoza'yı daha yakından inceleme fırsatı veriyor. Sinema dışında daha iyi okumalar yapıp ufkumun ne denli yükseldiğini hissediyorum. Spinoza " evren'in kesin bir düzeni olduğunu savunur, eylemlerimiz de bu düzenin ölçütleri etrafında şekillenir" ki işte özgürlükten bahsetmek Spinoza için anlamsız hale gelir. Yersiz Yurtsuz'da (Fransa-1985) Mona'nın Kapitalist düzende patron-işçi boyunduruğu altına girmesi istenir. Mona'nın özgürlük arayışı başlar... 
   Mona'nın özgürlük arayışı; açlık,soğuk,taciz,tecavüz,hastalık ve ölümle sonuçlanır.
agnes varda veya diğerleri hatta bütün yönetmenler için, bu kadar hikayeyi bir arada barındırmak ne ile ifade edilir ? 
 
 
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder