13 Mart 2024 Çarşamba

bugün de aynı dün ................................



Bir süredir beklediğim filmleri izlemek için acayip sabırsızdım , her biri için zihnimde notlar alarak, takvim yapraklarına notlar alıyordum :) her yıl bir öncekinden daha iyi daha fazla-az filmler çıkıyor. Oscar denen başarı sembolü veya Oscar da ödül aldıysa iyidir- başarılıdır. Birde Cannes var :)  Sundance film festivali , Berlin film festivali , Venedik film festivali , altın küre , Toronto , Bafta , Outfest , ... türklerde !f İstanbul bağımsız filmler festivali , Filmekimi, Altın koza falan filanlar .... var da var .  nerde , ne zaman hangi film gelecek ? google araması : ............. nerde izlenir :) birkaç alternatif sinema salonumuz neyse ki var , bu festival filmlerini haftada bir kere - yasımız ve düğünümüz olmasa sadece bir gün izleyebileceğimiz mekanlarımız var. Diğeri de daha güzel yalnız, patates kızartması isteyerek yanında bitki çayımızı içerken festival filmlerini izliyoruz :) ... Eskiden ne güzel Avrupa sinemamız vardı Galeria en üst katta . Bir bilet 3 liraydı. Şimdi hiç te öyle değil, sinema adına etkinliğe gidiyoruz sinemadan sonra kredi kartlarımızı çeviriyoruz :) öyle bir tutkuyla bağlıydım ki Avrupa sinemasına ayakta film izlediğimi hatırlıyorum ... Tutkularımız değişti, artık ayakta başka şeyler yapar oldum. Birde olmasa olmaz platformlar ... Blutv veya amazon prime şifrelerini bulursak ... Netflix zaten yapacağını yaptı. Elimde bir tek Mubi kaldı. hdfilmcehennemi ni ise hiçbirine değişmeyen biri olarak izlemek istediğim filmleri orada buluyorum :) 

  Mubi sağolsun Aki Kaurismaki nin bütün filmlerini izledim. En son "Sararmış Yaprakları" izledim. The Whale  , Öğretmenler Odası, Poor Things, Çocuk ve balıkçıl , sanki her şey biraz felaket , Kuru otlar üstüne , pasajlar , Priscilla, güneş sonrası , boğa boğa , kar ve ayı ,  Oppenheimer.... İlgi alanı ve  bir düşüşün anatomisi kaldı.  




   SANKİ  HER ŞEY BİRAZ FELAKET 


https://www.youtube.com/watch?v=v-aGfPIth1M



düşünmekten kaçıyorum
o zaman daha iyi hissediyorum kendimi 
bir yerde yakalanıyorum tabi 
o zaman çok daha kötü oluyor
pişman oluyorum düşünmediğime
her şeyden kaçıyorum aslında
belki de esas sorunum bu 
...........................
neyin var canın sıkkın gibi 
HER GÜN CANIM SIKKIN 

Eğer benim yazdıklarımdan etkilenip, bu filmi izlemeye başlarsanız kara mizah ve ironik göndermelerin olduğu bir film izlersiniz. Gösterişsiz, sıradan dört insanın karakterlerini ve bunların bir araya gelişlerini ağlama seansları ile tanıyoruz. Dört gencin şapşal karakterlerini izlerken trajikomik buldum . 

    iki arkadaş aynı evi paylaşan  genç kadınlardır. Birbirlerine sürekli dışarıya çıkma teklifleri sunarlar ama hiç çıkmazlar. En son sahnede kabul edilen bu tekliflerden birinde anca balkona çıkıp yıldızlara bakmayı başarabilen iki arkadaştır aslında. Finalde dörtlüyü aynı ortamda kesiştiren kahve içme sahnesiyle biter....  bütün filmler gibi dörtlü için film biter ... 


   












  


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

sonsuzluk üzerine

lütfen bu müzik ile dans ediniz   https://www.youtube.com/watch?v=LIszIPWBjFU                                         Bütün duyguları anlatm...